Çeşme’ye giden gençten 6 gündür haber yok
İZMİR’in Çeşme ilçesinde arkadaşlarıyla eğlenmek için Alaçatı’ya giden Veli Eren Atay’dan (19) 6 gündür haber alınamıyor. En son bir minibüs şoförü tarafından yolda bir kişiyle yürürken görülen Atay’ın babası Mehmet Atay (48), oğlunun hayatından endişe ettiklerini belirterek, kendisini gören veya yerini bilenlerden yardım istedi.
Marangoz Mehmet Atay ve Ebru Atay’ın (45) internet üzerinden kıyafet satan iki oğlunun en büyüğü ve diş kliniğinde çalışan Veli Eren Atay, 15 Temmuz günü öğle saatlerinde bir grup arkadaşıyla görüşmek üzere Karşıyaka’daki evinden Çeşme’ye gitti. Atay, aynı gün akşam saatlerinde arkadaşlarıyla Alaçatı’da bir eğlence kulübüne gitti. Görgü tanıkları ve kamera kayıtlarına göre Atay’ın 2’si birlikte eğlenmeye gelen 4 arkadaşı saat 02.30 sıralarında mekandan ayrıldı. Veli Eren Atay, saat 04.00 sıralarında yerden çıktı. Atay, en son 16 Temmuz günü saat 19.00 sıralarında bir minibüs şoförü tarafından Alaçatı ilçe merkezine bir kişiyle birlikte yürürken görüldü. Annesiyle son telefon görüşmesini 16 Temmuz günü saat 01.30’da yapan Veli Eren Atay’ın kendisine üzülmemelerini söylediği ve Çeşme’de çok eğlendiklerini söylediği öğrenildi. Ancak Atay’dan bir daha haber alınamadı. Oğullarının hayatından endişe duyan Mehmet ve Ebru Atay çifti, karakola giderek kayıp başvurusunda bulundu.
Mehmet Atay, oğlunun hayatından endişe duyduklarını belirterek, “Oğlum saat 04.00’te arkadaşlarıyla eğlence yerinden çıkıp 2-3 kilometre uzaklıktaki Delikli Koyu’na gidiyor.’ Olmadığını öğrenince teşekkür edip gitti. Oğlum gittikten hemen sonra o kişi durumunun iyi olmadığını düşünüp 155’i aradı. Sanırım sarhoş olabilir. Bu kişi polisi ararken oğlum arabayla uzaklaştı. 19.00 sıralarında bir mini Alaçatı’da görevde olan otobüs şoförü oğlumu görüyor. En son bu minibüs şoförü görülüyor. Oğlumun yanında bir kişi daha vardı. Muhtemelen binmek için yanlarında durmuş. Ama binmemişler” dedi.
Oğullarının kaybolduğu günden beri çok yıprandıklarını ifade eden Atay, “Bütün akrabalarımız, akrabalarımız perişan. Oğlumun hiçbir yükü, sıkıntısı yoktu. Bir yere gideceksek gidip eğlenirdik. Daha önce Çeşme’ye gelmişti. Ama zamanında dönecekti.
